DÜNYA CBS GÜNÜ KUTLANDI

01
Aralık
2017

30 Kasım - 1 Aralık tarihlerinde ATO Kongre Merkezinde düzenlenen Dünya CBS Günü, Bilgi Toplumunun Yaşam Alanı-Akıllı Şehirler açılış programı Çevre ve Şehircilik Bakanımız Mehmet ÖZHASEKİ ve Genel Müdür Vekilimiz Gökhan KANAL’ın katılımıyla gerçekleştirildi.

Birçok kurum ve kuruluş temsilcilerinin katılımıyla gerçekleştirilen programın açılışında konuşan Çevre ve Şehircilik Bakanımız Mehmet ÖZHASEKİ, sözlerine üç kelime ile başlamak istediğini, bu üç kelimenin ise ‘akıl, zaman ve değişim olgusu’ olduğunu söyledi. Aklın insanlar için en büyük nimetlerden biri olduğunu belirten Bakanımız Mehmet ÖZHASEKİ, insanı diğer varlıklardan farklı kılan birinci unsur iradeyse, ikinci unsurun da akıl olduğunu dile getirdi. Bakanımız, zamanın da en kıymetli değerlerden biri olduğunu kaydederek, zamanı iyi kullanabilenlerin, zamana karşı yarışanların daha karlı olduklarını ifade etti. Değişim olgusuna da dikkati çeken Çevre ve Şehircilik Bakanımız, “Günümüzde değişim hem çok hızlı hem de çok boyutlu. Her alanda değişim yaşanmakta, insanoğluna düşen görev bu değişim olgusunu doğru anlayabilmektir” diye konuştu.

Bakanımız, değişim ve teknoloji rüzgârının getirdiği fırsatların şehirlerde yoğunlaşmasının şehir yaşamını her zamankinden daha cazip kıldığını belirterek, "Pek çok istatistik gösteriyor ki 21. yüzyıl insanı hala şehirlerde yaşamayı tercih ediyor. Bilgi şehirlerde toplanmış, teknoloji şehirlerde toplanmış, kolaylık ve rahatlıkta arkasından gelmiş. Hiç kimse de şikayetçi olduğu şehirlerden çıkmıyor. Köylerine özlem duysa da emekliler dışında kolay kolay kimse de köyüne dönmüyor. 80 milyon Türkiye'nin yüzde 75'i şehirlerde yaşamaya başlayınca artık bizim yeniden bir vaziyet almamızın zamanı geldi diye düşünüyorum. Şehirlere olan ilginin artması nüfus yoğunluğuna bağlı olarak birçok üst yapı ve alt yapı problemlerini de beraberinde getiriyor. Sürdürülebilir şehirleşme için stratejik kaynak planlaması ve talep yönetimi adeta bir zorunluluktur. Bu noktada sayıları her geçen gün artan akıllı şehir teknolojileri kaynak yönetimi ve kentsel altyapı problemleri, sorunlarının çözümü için kıymetli araçlar sunmakta, kamu hizmetlerinin artmasına da yardımcı olmaktadır" ifadelerini kullandı.

Akıllı şehirlerin bilgi toplumunun yaşam alanı olarak görülmesi gerektiğini kaydeden Bakanımız Mehmet ÖZHASEKİ, “Şüphesiz gelecek nesillerin şehirleri de akıllı şehirler olacak. Kaynakları dengeli kullanan, çevre dostu ve sunduğu teknolojiler ile insan hayatını kolaylaştıran şehirler akıllı şehirlerdir. Bugün dünyada gelişmiş ve gelişmekte olan pek çok ülke mevcut şehirlerin nasıl akıllı şehirlere dönüştürebilecekleri konusunda düşünmektedir. Akıllı şehir stratejimizi milli bir yaklaşım ile hazırlamalıyız. Bazı belediyelerimiz akıllı şehir uygulamalarını bölgelerinde hemen hayata geçirmiş durumdalar. O belediyelerimizi tebrik ediyoruz. Akıllı şehir uygulaması konusunda treni çok kaçırmış değiliz" dedi.

Akıllı şehirlerin, gelişen teknolojinin insanoğlunu insanlıktan çıkarmaması, insanları robota dönüştürmemesi gerektiğine vurgulayan Çevre ve Şehircilik Bakanımız, "Her evde akşam anne, baba ve çocuklar ellerinde telefon bir şeylerle meşguller. Arada ilgilerini çeken bir şey olunca kısa bir ara verip 'ne var ne yok' diyorlar. Eğer bu teknoloji bizi robotlaştıracaksa doğrusu beni bu korkutuyor. İnşallah öyle olmayız" diye konuştu.

Bakanımız, Türkiye'nin deprem ülkesi olduğunu, bu riskin fırsata dönüştürülebileceğinin altını çizerek, “Yaptığımız hesaplamalara göre 7.5 milyon civarında bağımsız birimin dönüşmesi, yenilenmesi gerekiyor. Aslında hazırlıklarımızı yaptık. Önümüzdeki günlerde kanun olarak inşallah gelecek. Orada biz gelecek yıldan itibaren pilot yıl ilan edip, yılda 500 bin civarında Türkiye'deki bağımsız birimi değiştirip yenileyeceğiz. İşte bunu bir fırsata dönüştürmeliyiz. Şehirlerde yüksek yapılardan şikayet ederiz, komşuluk ilişkisinin kalmadığından şikayet ederiz. Bütün bunları giderebileceğimiz bir ortam önümüzde duruyor. Akıllı şehirler inşa edebiliriz. Kendi kendine yeten şehirler inşa edebiliriz. Mahalle konseptinde bunları çözebiliriz" dedi.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığının başlattığı "Sıfır Atık Projesi" hakkında konuşan Çevre ve Şehircilik Bakanımız Mehmet ÖZHASEKİ, "Şu anda bizim Bakanlığımızda ve Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde başlattığımız Sıfır Atık Projesi'nde en son aldığımız rakamlara göre kendi Bakanlığımızda birkaç aydır devam ettiriyoruz, hiç dışarıya atık çıkmıyor. Günlük 750 kilo çöpümüz dışarıya çıkmıyor, o 750 kilo çöp hiç kalmıyor. Bunu yaparken de yaklaşık bine yakın ağacı da kurtardık. Bunu yaygınlaştıracağız. Bu şehirlerde bunu çok rahat yapabiliriz. Sonra bütün yaptığımız bu işlerden yeni şehirler kurarken ekonomik olarak da içeride müthiş bir hareketliliği de sağlayabiliriz. Yılda 500 bin binaysa, tanesi 200 bin TL'ye mal olsa bir anda 100 milyar ediyor. İçerideki eşyası, yenilenmesi ve buna benzer onun çevresindeki etki alanıyla 200 milyar liraya yakın bir ekonomik değeri de bu ekonomi içerisinde, bu potansiyelde çok rahat döndürebiliriz. Sonra 250 tane yerli sektör bundan etkilenecek. Özellikle bizim hazırladığımız kanun taslağında eğer belediyeler kentsel dönüşüm yapacakları yerlerde dönüşümü tamamıyla yerli ve milli ürünlerden yapacağını bizlere taahhüt ederse sıfır faizli para vereceğiz. İlle de gidip kimse Çin'den avizeler, Güney Kore'den asansörler getirmesin. Bizim bunu yapan firmalarımız var. Çok güçlüler, çok da başarılılar. İstihdam inşaat sektöründe yüzde 7'ler civarında. Biz bunu yüzde 10'a doğru çekebiliriz" ifadelerini kullandı.

Çevre ve Şehircilik Bakanımız Mehmet ÖZHASEKİ’nin konuşmasının ardından akıllı şehirler kapsamında projeler yapan belediyelere ve CBS günü kapsamında düzenlenen “Akıllı Nesiller, Akıllı Şehirler” temalı resim yarışmasında dereceye giren öğrencilere ödülleri verildi.

Açılış konuşmalarının ardından Genel Müdürümüz Gökhan KANAL, Dünya CBS Günü Kapsamında, Bilgi Toplumunun Yaşam Alanı -Akıllı Şehirler  Etkinliğinde, ‘Akıllı Şehir Dönüşüm Süreçlerinde Kamunun Rolü’ Paneline konuşmacı olarak katıldı.

Panelde konuşan Genel Müdürümüz, dünyada tartışılmayan ve evrensel olan üç temel hakkın yaşam, özgürlük ve mülkiyet olduğunu belirterek “Mülkiyet ve buna ilişkin hakların tesisi ve muhafazasıyla görevli bulunan kurumumuz, devletin en önemli fonksiyonlarından birini yerine getirmektedir” diye konuştu.

Genel Müdürümüz, Kurumumuzun genel anlamda, taşınmaz malların sınırlarını arazi ve harita üzerinde belirtip, hukuki durumlarını tespit etmek suretiyle, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun öngördüğü tapu sicilini kurmak, mekânsal bilgi sisteminin altyapısını oluşturmak amacına yönelik çalışmalar yaptığını ve ülkemizin bilgi toplumu oluşturma çalışmalarına katkı sağlayacak önemli adımlar attığını vurguladı.

Genel Müdürümüz Gökhan KANAL, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün,  Türkiye Kadastrosunun Tamamlanması, Tapu ve Kadastro Bilgi Sistemi (TAKBİS), TUSAGA-AKTİF, Tapu ve Kadastro Modernizasyon, Harita Bilgi Bankası, 2-B Kadastrosunun Bitirilmesi, Orman Kadastrosunun Bitirilmesi, Tescil Harici Yerlerin Tescilinin Yapılması ve birçok E-Devlet uygulamaları ile “akıllı şehirler” kavramına yönelik projelerle önemli katkılar sağladığını vurguladı.

Sürdürülebilir kalkınmanın alt yapısını oluşturabilmenin başlıca şartlarından birinin uygun bir arazi yönetimi oluşturmaktan geçtiğinin altını çizen Genel Müdürümüz,  “Bu amaçla, ülkemizin arazi yönetimi politikalarının oluşturulmasında görev alan en önemli kurumlardan biri olan Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü olarak bizden beklenen hedefleri gerçekleştirmek amacıyla yoğun bir şekilde çalışmalarımızı sürdürmekteyiz. Özellikle arazi idaresinin temellerini oluşturan mülkiyet, değer ve kullanımı içeren bilgilerin korunması, üretimi ve sunulması alanında yoğun faaliyet göstermekteyiz” dedi.

Uzaktan algılama yöntemleri, uydu ve hava fotoğrafçılığı, gps teknolojileri ile günümüz dünyasının bir sonucu olarak konuma bağlı bilgiye duyulan ihtiyacın her geçen gün arttığını vurgulayan Genel Müdürümüz Gökhan KANAL, “Bu ihtiyacın bilinci içerisinde, kurumumuz kaynakları ile hayata geçirdiğimiz Mekânsal Gayrimenkul Sistemi (MEGSİS) kapsamında, modern kadastronun ülkemizde ilk olarak başladığı 1913 yılından itibaren, üretilen bilgilerin uyumlaştırılması, teknolojik gelişmelere uygun olarak güncellenmesi ve uygulama kabiliyetini yitiren alanların ise yenilenmesi çalışmaları ile tapu ve kadastro verilerinin ülke genelinde %99 oranında entegrasyonu gerçekleştirilmiştir” diye konuştu.

Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü olarak tüm kullanıcılara hizmet vermek için parsel sorgulama uygulamasının geliştirildiğini belirten Genel Müdürümüz, “Web ve mobil platformlardan ücretsiz olarak erişilebilen uygulamamızın, taşınmaz sektörü tarafından günlük 1 milyonu aşan sorgulama yoğunluğu ile kullanıldığını görmek bizleri fazlası ile mutlu etmektedir. Akıllı telefon platformlarında bir milyonu aşan indirme ile aslında ülkemizde akıllı toplumların şimdiden oluştuğunu görmekteyiz” dedi.

Konuşmalarının ardından Genel Müdürümüz Gökhan KANAL’a bir teşekkür plaketi verildi.

Düzenlenen etkinlikte, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü de bir tanıtım standı açarak yer aldı.